Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/20.500.13091/5323
Title: KTO Karatay Üniversitesi Merkez Kampüsü'nün Evrensel Tasarım İlkelerine Göre İncelenmesi
Authors: Kuyrukçu, Zafer
Berber, Ayşegül
Keywords: Üniversite
KTO Karatay Üniversitesi
Evrensel tasarım
Publisher: Platanus Publishing
Abstract: Üniversiteler hem meslek eğitimi vererek hem de araştırmalar yaparak, hizmetlerini doğrudan toplumun kullanımına sunan eğitim kurumlarıdır (Turcan, 1996). Meray (1971) üniversitelerin kapsamını kuşaklar arası bilgi aktarımı sağlamak, bireyin kişiliğini geliştirmek, mesleki eğitim vermek, araştırmalar yapmak ve toplumsal sorunlara çözüm üretmek olarak geniş bir çerçevede ele almıştır. Bundan dolayı üniversitelerden beklenen tek bir görev tanımı yoktur. Çünkü topluma hizmet eden bir kurumun topluma göre şekillenmesi ve işlevlendirilmesi olağandır (Pusey, 1978). Ancak üniversite tasarımı, evrensel ve farklı kullanıcı tipolojilerinin kullanımına açık olmalıdır. 1970’li yıllardan sonra Amerikan kampüs modelinin de etkisiyle Türkiye’de üniversitelerin birçoğu yerleşke şeklinde tasarlanmıştır. 2000’li yıllardan sonra kurulan her üniversitenin bir kampüs modeline göre tasarlanması durumu, günümüzde de devam etmektedir (Yaylalı Yıldız vd., 2015; Şengül, 2014). Kampüsleri sadece eğitim ve araştırma mekanları olarak tanımlamak yetersiz kalacaktır. Birçok sebepten dolayı kent dışına yönelen kampüsler eğitim ve araştırmanın yanı sıra sosyal aktiviteler, spor aktiviteleri, yeme-içme alanları, barınma alanları gibi birçok işlevi bünyesinde barındırmaktadır. Böylelikle kamusal alan niteliği yüklenen kampüsler, barındırdığı işlevler dolayısıyla küçük kentler olarak da adlandırılmaktadır. Kent planlaması yapılırken ön planda tutulması gereken kriterlerin estetik, ekolojik, işlevsel olmasına ve erişilebilir, sürdürülebilir, yürünebilir, güvenli alanların sağlanılmasına da dikkat edilmelidir (Korkut vd., 2017). Küçük kent olarak adlandırılan kampüslerin farklı fonksiyonları barındırması, büyük alanlarda yerleşim göstermesi, araç-yaya kullanımının olması, kullanıcı sayısının fazla ve farklı kullanıcılara açık olması, kampüs alanlarının kentsel alan kriterlerine uygun şekilde tasarlanmasını gerekli kılmaktadır. Kapsayıcı kampüs ortamı için gerekli olan kriterler dolaşım ağının peyzaj ile bütünleşmesi, öğrenme ortamının oluşturulması, sosyal mekanlarda etkileşimin sağlanması, kimlik, konsept, görsel ve estetik niteliklerin bulunması olarak belirlenmiştir (Hajrasouliha, 2015). Kullanıcıya ait farklılıkların tasarıma dahil edilmesi, kullanıcı deneyimlerinin anlaşılması ve tasarımcı ile kullanıcı arasındaki ilişkisinin artırılması üzerine şekillenen ‘kullanıcı için tasarım’ kavramı hümanistik bir tasarım felsefesine dayanır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kentlerin yeniden inşası aşamasında, temeli bu felsefeye dayanan kamusal mekanların toplumun her kesimindeki bireylere hitap etmesi gerektiği fikri, tasarımdaki yerini almıştır. Bu fikrin devamında ortaya çıkan erişilebilirlik kavramı ilk kez 1959-1961 yılları arasında Illinois Üniversitesi’nde görev alan Nugent’in çalışmaları ışığında ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar gelişerek günümüzdeki evrensel tasarım kapsamına giren kanun ve standartlara öncülük etmiştir. Türkiye’de erişilebilirlik hakkında ilk yasal düzenleme 1997 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu ile yapılmıştır (Bulut & Halaç, 2023). “Erişilebilirlik herkesin, istediği her yere ve her hizmete, bağımsız ve güvenli olarak ulaşabilmesi ve bunları kullanabilmesidir.” (Erişilebilirlik Kılavuzu, 2020). Evrensel tasarım Mace (1997) tarafından mümkün olabildiğince en geniş kitleye hitap eden, herkes tarafından kullanılabilen, uyum ve özellikli tasarım gerektirmeden kullanıcı ihtiyacını karşılayan ürün ve çevre tasarımı olarak tanımlanmıştır. Mimari tasarım, kentsel tasarım, endüstriyel tasarım gibi birçok alanın yanı sıra ders içerikleri, bilgi aktarımı, ürün tanıtımı gibi alanlarda da dikkate alınması gereken konu olan evrensel tasarımın temeli kullanılabilirlik, erişebilirlik ve kapsayıcılık ilkelerine dayanmaktadır (Yılmaz, 2015). Ders içeriklerini, ders anlatımını ve materyal edinimini konu alan bilgiye erişilebilirlik kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda hem engelli hem de engelli olmayan öğrencilerde öğrenme sürecinde olumlu yönde gelişmeler olduğu gözlemlenmiştir (Black vd., 2015; Catalano, 2014). Erişilebilirliğin her alanda sağlanması gerekliliği ve erişilebilirliğin sağlandığı durumlarda her türlü kullanıcının olumlu yönde gelişim göstereceği açıktır. Elmacı’nın (2019) yapmış olduğu çalışmada da anlaşılacağı üzere erişilebilirliği her alanda sağlamak için ilk yapılması gereken fiziksel erişilebilirliğin sağlanmasıdır. Bu durum kullanıcıların fiziksel olarak erişilebilirliği tecrübe etmesini sağlamakta ve daha erişilebilir mekanlar talep etmesine sebep olacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda kullanıcıların bilinçleneceği ve diğer alanlarda da erişilebilirliğe dair talepler oluşturacağı ön görülmektedir. Toplumlar farklı duyusal ve bedensel özelliğe sahip bireylerden oluşmaktadır. Bundan dolayı bireylerin farklı gereksinimleri bulunabilir. Tasarımda kullanılan standartlaşmış insan ölçeği her birey için uygun olmayabilir. Bu sebeple standart ölçülere göre yapılan tasarımlar, evrensel tasarım ilkelerine uygun kapsayıcı ölçülerle gerçekleştirilmelidir. Evrensel tasarım, bireyin kendisini normal ortama adapte etmeye çalışmasından kurtararak bireye optimal ortamı sunmaktadır (Evans, 1998). 1989 yılında Ronald L. Mace’in çalışmalarıyla başlayan ve 1996 yılında kurulan North Carolina State Üniversitesi’nin ‘The Center for Universal Design’ grubuyla gelişen 7 adet evrensel tasarım ilkesi ortaya çıkmıştır. Bu ilkeler şu şekildedir (Story vd., 1998): •Eşitlikçi Kullanım: Farklı kullanıcılar için eşit şartlar sağlanması ilkesine dayanan eşitlikçi kullanım ilkesi, kullanıcılar arasındaki ayrımı ve gruplaşmayı önlemektedir. Tasarım, tüm kullanıcılar için aynı düzeyde kullanım kolaylığı sağlarken aynı zamanda tüm kullanıcılara estetik açıdan hitap etmelidir (Dostoğlu vd., 2009). •Kullanımda Esneklik: Farklı yeteneklere sahip kullanıcılar için çeşitli kullanım seçeneklerine uygun alternatif kullanım olanağı sunan tasarımlar gerçekleştirilmelidir. •Basit ve Sezgisel Kullanım: Tasarım, kullanıcının özelliklerinden bağımsız olarak basit bir şekilde kullanılabilir olmalıdır. Kullanıcıların sezgisel olarak hareketlerinin yönlendirilmesini sağlayan mekânsal tasarımlar yapılmalıdır. Çevre kolay algılanabilir olmalıdır. •Algılanabilir Bilgilendirme: Kullanıcıya aktarılmak istenen bilgi, çevre koşullarından etkilenmemelidir. Kullanıcının algılama yeteneğinden bağımsız bir şekilde farklı anlatımlar kullanılarak algılanabilir bilgiler sunulmalıdır. •Tasarımda Hata Payı: Mekân tasarımında tehlike oluşturabilecek ögeler kaldırılmalı, kaldırılamadığı durumlarda önlem alınmalı ve uyarılar yapılmalıdır. Sıklıkla kullanılan mekân ve ögelere erişim kolaylaştırılmalıdır. •Düşük Fiziksel Güç Kullanımı: Tasarlanan mekanlar rahatlıkla kullanılabilir olmalıdır. Doğal vücut pozisyonu ile düşük güç kullanımı gerektiren mekanlar ve donatılar tasarlanmalıdır. Düşük fiziksel güç kullanımı ile kolay erişim ve konfor sağlanmalıdır. •Yaklaşım ve Kullanım için Boyut ve Alan Sağlanması: Her türlü kullanıcının vücut ölçüleri ve kullandığı araç, eşya vb. ölçülerine uygun kullanım alanları sağlanmalıdır (Hilmioğlu & Seçer Kariptaş, 2022). Ülkemizde erişilebilirlikle ilgili ilk yasal düzenleme 1997 yılında yapılmış olsa da (Özgül, 2014) tüm yaşam alanlarının engelliler için erişilebilir hale getirilmesinin 2005 yılında çıkarılan Engelliler Hakkında Kanun ile sağlandığı söylenebilir (Elmacı, 2019). Ancak hayata geçirilmesi kolay olmayan bu kanunlarda sürekli ertelemeler yapılmıştır. Nitekim bu durum diğer ülkeler için de benzerdir. Tam ve arkadaşlarının (2022) yapmış olduğu çalışmada ABD ve Kanada’da erişilebilirlik hakkında verilen kararların yürürlüğe girdikten uzun bir süre sonra uygulamaya geçildiğinden ve Çin’de de 2012 yılında yayınlanan yönetmeliklerin günümüzde hala uygulama aşamasında olduğundan bahsedilmektedir. Türkiye’de erişilebilirlik kavramı tam ve kapsayıcı şekilde ele alınmamaktadır. Kanun veya standartların oluşturulup uygulamaya geçilmemesi bunun bir sonucudur (İlter, 2015). Bulut ve Halaç’ın (2023) yapmış oldukları ‘üniversitelerde erişilebilirlik’ konusu kapsamındaki literatür taraması çalışmasında Türkiye’de incelenen üniversitelerin birçoğunun erişilebilirlik ve evrensel tasarım açısından yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Willett (2002) yükseköğretimdeki erişilebilirliğin sağlanmasının önündeki engelleri iki başlık altında toplamıştır. Bunlardan biri tüm kampüsü evrensel tasarım ilkelerine göre tasarlamanın maliyetli olmasıdır. İkincisi ise toplumun engelliler hakkında üniversite öğrenimi görmesi için yetersiz olduğu görüşüdür (Muzemil, 2018). Ülkemizde yapılan farkındalık çalışmaları ile engellilerin eğitim hakkı ve evrensel tasarımın gerekliliği hakkında görüşlerin olumlu yönde geliştiğini söyleyebiliriz. Ancak evrensel tasarımı gerçekleştirme aşamasında maliyet, ülkemizde bu konuda en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 20-24 yaş aralığında olan 147.358 kişi engellidir (Mihraplı, 2023). Bu yaş aralığının çoğunluğunu üniversite öğrencisinin oluşturduğu göz önüne alındığında azımsanmayacak kadar engelli öğrenci potansiyeli bulunmaktadır. Bu sayı ise sadece sistemde bazı kriterler doğrultusunda engelli olarak adlandırılan bireylerdir. Bu bireyler haricindeki yaşlılar, geçici fiziksel engeli olan, sürekli araç-gereç kullanımına ihtiyaç duyan, standart ölçülere göre kısa ve uzun boylu olarak nitelendirilen bireyler göz ardı edilmiştir. Bu bireyler de dikkate alındığında erişilebilir mekanlar lüks olmaktan çıkıp temel gereksinim halini almaktadır. Kampüs tasarımının yanı sıra kampüslerin çevresindeki bölgeler ve kentler için de evrensel tasarımın gerçekleştirilmesi gereklidir. Larkham’ın (2000) belirttiği üzere üniversitelerin etrafındaki toplumları şekillendirmesi niteliği üniversitelere toplumsal konularda sorumluluk yüklemektedir. Hem öğrencileri hem de bulunduğu bölgeyi erişilebilirlik ve evrensel tasarım hakkında bilinçlendirmek üniversitenin görevidir. Özellikle kent dışı veya kent çeperinde bulunan kampüsler, bulunduğu bölgeyi şekillendirici özelliğe sahiptir. Bundan dolayı yerleşkelerin erişilebilirliği bölgenin erişilebilirliğine öncülük edebilir (Kaplan, 2013). Bu çalışma ile üniversite yerleşkelerinde erişebilirliğin, evrensel tasarım ilkelerine göre incelenmesi amaçlanmıştır. Evrensel tasarımın, erişilebilir bir üniversite kampüs tasarımına olan katkısı ortaya konulmak istenmiştir.
URI: https://hdl.handle.net/20.500.13091/5323
Appears in Collections:Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Koleksiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Mimarlik_Planlama_and_Tasarim_Alaninda_G (1).pdf10.25 MBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

30
checked on May 6, 2024

Download(s)

18
checked on May 6, 2024

Google ScholarTM

Check




Altmetric


Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.